Yeni Toyota C-HR’nin üretimine başlandı
SAKARYA (İGFA) –Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını yeni Toyota C-HR’nin seri üretimine başlayarak taçlandıran şirket, Toyota’nın Avrupa’daki fabrikaları arasında şarjlı otomobil üreten ilk fabrika olarak değerli bir atılım gerçekleştirdi.
Tüm proje hazırlık süreci TMMT mühendisleri ve çalışanları tarafından yürütülen yeni Toyota C-HR, Hibrit ve Şarj Edilebilir Hibrit (PHEV) versiyonlarıyla Toyota’nın C-SUV segmentindeki yeni tasarım yaklaşımını en çarpıcı şekilde yansıtıyor. Toyota Yeni Küresel Platform (TNGA-2). üretilmeye başlandı.
308 milyon Euro’luk ek yatırımla üretimine başlanan yeni nesil Toyota C-HR ve PHEV akü üretimiyle Toyota Otomotiv Sanayi Türkiye’nin ülkemizdeki toplam yatırımı 2,5 Milyar Euro’ya ulaştı.
Yeni Toyota C-HR, Avustralya ve Yeni Zelanda’yı ihracat pazarlarına dahil ederek Okyanusya Bölgesi’ne ihracat yapmaya başladı.
Sakarya’daki tesis bünyesinde kurulan yıllık 75 bin adetlik yeni akü üretim limiti ile şirket, Toyota’nın Avrupa operasyonlarında elektrifikasyon dönüşümünün merkezi haline geldi.
1.8 Hibrit, 2.0 Hibrit, 2.0 Hibrit 4 Çeker ve 2.0 Şarj Edilebilir Hibrit versiyonlarıyla müşterilerine 4 farklı elektrifikasyon çözümü sunan yeni Toyota C-HR’de geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı öncekine göre iki katına çıkarıldı. Aracın iç kısmı ise 4 farklı elektrifikasyon çözümü sağlayacak şekilde tasarlandı. Çoklu kaplama malzemeleri ve plastik modüller dahil olmak üzere 100’den fazla modül, geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilmektedir. Hayvansal deri ürünlerinin kullanımının en aza indirildiği yeni Toyota C-HR’de, tasarım ve yeni teknolojiyle araç yükü azaltılarak klima ihtiyacı da en aza indiriliyor.
Toyota Otomotiv Sanayii Türkiye Genel Müdürü ve CEO’su Erdoğan Şahin, üretim hattından çıkan yeni Toyota C-HR’nin töreninde yaptığı konuşmada, “Toyota Otomotiv Sanayii Türkiye olarak Cumhuriyetimizin 100’üncü yılını bu yıl kutlamamızla taçlandırmanın büyük gururunu yaşıyoruz. Yeni Toyota C-HR, Toyota’nın sadece Türkiye için değil Avrupa operasyonları için de elektrifikasyon dönüşüm merkezi olmasını sağlıyor.Bu başarı, Türkiye’nin otomotiv alanındaki liderliğini ve stratejik rolümüzü bir kez daha vurguluyor.Yenilikçi ve sürdürülebilir üretimimizle sistemleriyle lider fabrika rolümüzü daha da pekiştiriyoruz. “Sürdürülebilirlik hedeflerimize hem yerel hem de küresel anlamda katkıda bulunuyoruz” dedi.